1901, Güney Afrika'nın bozkırları. İkinci Anglo-Boer Savaşı'nın gölgesinde, yaralı bir İngiliz generali, gece karanlığında küçük, izole bir kulübenin ışığını fark eder. İçeride, dul bir kadın ve sessiz, ürkütücü bakışlara sahip küçük kızı yaşamaktadır. Kadın, ona barınak ve yiyecek sunar, ama evin havasında açıklanamayan bir soğukluk hissedilir. General iyileşmeye başladıkça, kulübenin karanlık köşelerinde fısıldayan sesler ve çocuğun gece yarısı boşluğa doğru konuşması, onu huzursuz eder. Kadının söyledikleriyle tutmayan geçmiş hikayeleri ve kızın sürekli babasının "evde olduğunu" söylemesi, generali rahatsız eden bir bilmeceye dönüşür.